بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَلَوۡ كَانُواْ يُؤۡمِنُونَ بِٱللَّهِ وَٱلنَّبِيِّ وَمَآ أُنزِلَ إِلَيۡهِ مَا ٱتَّخَذُوهُمۡ أَوۡلِيَآءَ وَلَٰكِنَّ كَثِيرٗا مِّنۡهُمۡ فَٰسِقُونَ ٨١

Eğer Allaha, peygambere ve ona indirilene îman etmiş olsalardı onları (kâfirleri) dostlar edinmezlerdi. Fakat onlardan bir çoğu faasık kimselerdir.

– Hasan Basri Çantay

۞ لَتَجِدَنَّ أَشَدَّ ٱلنَّاسِ عَدَٰوَةٗ لِّلَّذِينَ ءَامَنُواْ ٱلۡيَهُودَ وَٱلَّذِينَ أَشۡرَكُواْۖ وَلَتَجِدَنَّ أَقۡرَبَهُم مَّوَدَّةٗ لِّلَّذِينَ ءَامَنُواْ ٱلَّذِينَ قَالُوٓاْ إِنَّا نَصَٰرَىٰۚ ذَٰلِكَ بِأَنَّ مِنۡهُمۡ قِسِّيسِينَ وَرُهۡبَانٗا وَأَنَّهُمۡ لَا يَسۡتَكۡبِرُونَ ٨٢

İnsanların, îman edenlere düşmanlık bakımından, en şiddetlisi, andolsun ki, Yahudilerle Allaha eş koşanları bulacaksın. Onların, îman edenlere sevgisi bakımından, daha yakınını da, andolsun, «Biz Nasrânîleriz» diyenleri bulacaksın. Bunun sebebi şudur: Çünkü onların içinde keşişler, râhibler vardır. Şübhe yok ki onlar (hakkı i'tiraf hususunda o derecede) büyüklenmek istemezler.

– Hasan Basri Çantay

وَإِذَا سَمِعُواْ مَآ أُنزِلَ إِلَى ٱلرَّسُولِ تَرَىٰٓ أَعۡيُنَهُمۡ تَفِيضُ مِنَ ٱلدَّمۡعِ مِمَّا عَرَفُواْ مِنَ ٱلۡحَقِّۖ يَقُولُونَ رَبَّنَآ ءَامَنَّا فَٱكۡتُبۡنَا مَعَ ٱلشَّٰهِدِينَ ٨٣

Peygambere indirilen (Kur'an-ı kerîm) i dinledikleri vakit da hakkı tanıdıklarından dolayı gözlerinin yaşla dolub taşdığını görürsün onların. (Şöyle) derler: «Ey Rabbimiz, îman etdik. Artık bizi (hakka) şâhid olanlarla beraber yaz».

– Hasan Basri Çantay

وَمَا لَنَا لَا نُؤۡمِنُ بِٱللَّهِ وَمَا جَآءَنَا مِنَ ٱلۡحَقِّ وَنَطۡمَعُ أَن يُدۡخِلَنَا رَبُّنَا مَعَ ٱلۡقَوۡمِ ٱلصَّٰلِحِينَ ٨٤

«Zâten biz, Rabbimizin bizi de saalihler katarına katıb koymasını unutub dururken ne diye Allaha ve bize gelen hakıykata îman etmeyelim?».

– Hasan Basri Çantay

فَأَثَٰبَهُمُ ٱللَّهُ بِمَا قَالُواْ جَنَّٰتٖ تَجۡرِي مِن تَحۡتِهَا ٱلۡأَنۡهَٰرُ خَٰلِدِينَ فِيهَاۚ وَذَٰلِكَ جَزَآءُ ٱلۡمُحۡسِنِينَ ٨٥

İşte Allahın onların (bu) söylediklerinden dolayı altından ırmaklar akan cennetleri — kendileri için ebedî kalıcı olmak üzere — onlara mükâfat olarak ihsan etdi. Bu, iyi hareket edenlerin mükâfatıdır.

– Hasan Basri Çantay

وَٱلَّذِينَ كَفَرُواْ وَكَذَّبُواْ بِـَٔايَٰتِنَآ أُوْلَٰٓئِكَ أَصۡحَٰبُ ٱلۡجَحِيمِ ٨٦

O inanmayıb kâfir olanlar (a), Allahın âyetlerini yalan sayanlar (a gelince:) onlar da o çılgın ateşin yaranıdırlar.

– Hasan Basri Çantay

يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ لَا تُحَرِّمُواْ طَيِّبَٰتِ مَآ أَحَلَّ ٱللَّهُ لَكُمۡ وَلَا تَعۡتَدُوٓاْۚ إِنَّ ٱللَّهَ لَا يُحِبُّ ٱلۡمُعۡتَدِينَ ٨٧

Ey îman edenler, Allahın size helâl etdiği o en temiz ve güzel şeyleri (nefsinize) haram kılmayın. Haddi aşmayın. Çünkü Allah haddi aşanları sevmez.

– Hasan Basri Çantay

وَكُلُواْ مِمَّا رَزَقَكُمُ ٱللَّهُ حَلَٰلٗا طَيِّبٗاۚ وَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ ٱلَّذِيٓ أَنتُم بِهِۦ مُؤۡمِنُونَ ٨٨

Allahın size rızk olmak üzere verdiği şeylerden halâl ve tertemiz olarak yeyin. Siz, kendisine îman etmiş olduğunuz Allahdan korkun.

– Hasan Basri Çantay

لَا يُؤَاخِذُكُمُ ٱللَّهُ بِٱللَّغۡوِ فِيٓ أَيۡمَٰنِكُمۡ وَلَٰكِن يُؤَاخِذُكُم بِمَا عَقَّدتُّمُ ٱلۡأَيۡمَٰنَۖ فَكَفَّٰرَتُهُۥٓ إِطۡعَامُ عَشَرَةِ مَسَٰكِينَ مِنۡ أَوۡسَطِ مَا تُطۡعِمُونَ أَهۡلِيكُمۡ أَوۡ كِسۡوَتُهُمۡ أَوۡ تَحۡرِيرُ رَقَبَةٖۖ فَمَن لَّمۡ يَجِدۡ فَصِيَامُ ثَلَٰثَةِ أَيَّامٖۚ ذَٰلِكَ كَفَّٰرَةُ أَيۡمَٰنِكُمۡ إِذَا حَلَفۡتُمۡۚ وَٱحۡفَظُوٓاْ أَيۡمَٰنَكُمۡۚ كَذَٰلِكَ يُبَيِّنُ ٱللَّهُ لَكُمۡ ءَايَٰتِهِۦ لَعَلَّكُمۡ تَشۡكُرُونَ ٨٩

Allah, sizi yemînlerinizdeki lâğvden dolayı sorumlu tutmaz. Fakat kalblerinizin azmetdiği yeminler yüzünden muâhaze eder. Bunun da keffâreti ailenize yedirmekde olduğunuzun orta (derece) sinden on yoksulu doyurmak, ya onları giydirmek, yahud bir kul azad etmekdir. Fakat kim (bunları) bulamaz (bulmıya muktedir olamaz) sa üç gün oruç (tutması lâzımdır), İşte bu andetdiğiniz vakit yeminlerinizin keffâretidir. Yeminlerinizi muhaafaza edin. Allah âyetlerini size böylece açıklıyor. Tâki şükredesiniz.

– Hasan Basri Çantay

يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓاْ إِنَّمَا ٱلۡخَمۡرُ وَٱلۡمَيۡسِرُ وَٱلۡأَنصَابُ وَٱلۡأَزۡلَٰمُ رِجۡسٞ مِّنۡ عَمَلِ ٱلشَّيۡطَٰنِ فَٱجۡتَنِبُوهُ لَعَلَّكُمۡ تُفۡلِحُونَ ٩٠

Ey îman edenler, içki, kumar, (tapmıya mahsus) dikili taşlar, fal okları ancak şeytanın amelinden birer murdardır. Onun için bun (lardan kaçının ki muradınıza eresiniz.

– Hasan Basri Çantay

إِنَّمَا يُرِيدُ ٱلشَّيۡطَٰنُ أَن يُوقِعَ بَيۡنَكُمُ ٱلۡعَدَٰوَةَ وَٱلۡبَغۡضَآءَ فِي ٱلۡخَمۡرِ وَٱلۡمَيۡسِرِ وَيَصُدَّكُمۡ عَن ذِكۡرِ ٱللَّهِ وَعَنِ ٱلصَّلَوٰةِۖ فَهَلۡ أَنتُم مُّنتَهُونَ ٩١

Şeytan, içkide ve kumarda ancak aranıza düşmanlık ve kîn düşürmek, sizi Allâhı anmakdan ve namazdan alıkoymak ister. Artık siz (hepiniz) vaz geçdiniz değil mi?

– Hasan Basri Çantay

AYARLAR
Okuyucu